Orman
ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun hidroelektrik barajlarına karşı çıkanın
aklından şüphe duyarım sözünün üzerinden başlayan programda Mazlum Çoruh şu
ifadeleri kullandı:
“Bugünkü
programda Yusufeli Barajı’nı konuşacağız. Öncelikle Ulusal Kanal’a duyarlılığından
dolayı çok teşekkür ediyorum.
Biz
bu Çoruh Enerji Planı ile sadece soyulmuyoruz, öldürülüyoruz! Türkiye’de 3
barajdan ikisi görevsizdir, öteki biri de tam çalışmaz, metrekarelerce vatan
toprağını suya gömüyoruz. Çoruh Vadisi’nin en korkunç barajı, en rezil barajı
Altıparmak Barajı’dır. Ardından Yusufeli Barajı, ondan sonra da Deriner gelir.
Bu barajların enerji, üretimiyle uzaktan yakından bir alakası yoktur. Bakan
Eroğlu’nun “Barajlara karşı çıkanın aklından zoru var” demesi gerçekten çok üzücü.
Ben her zaman şunu söyledim. Bakan bana bu konuyu açıklama fırsatı versin. Ya
da beni ikna etsin. Yusufeli Barajı ilk projelendirildiğinde 70 metre kaya
dolgu iken birden 200 metre üstüne kondu. Ve tüm Yusufeli’ni yok etti. Her
zaman söylediğim cümleyi bir kez daha yineliyorum. “Çoruh Enerji Planı, Enerji
Üretmek Amacıyla Yapılmış Olamaz!..
Deriner
Barajı 711 milyon dolara ihale edildi. Ancak 3 milyar dolar gibi bir rakamla
ancak çıkıyor!. Yusufeli Barajı 475 milyon dolara ihale edildi. Oysa bu baraj
daha önce 855 milyon dolara ihale edilmişti. Şimdi Bakan Eroğlu’na soruyorum.
Bu nasıl olacak? Deriner için ek parası siz istemediniz mi? Teknoloji mi
gelişti. Teknoloji gelişse bile maliyet düşmez sadece zaman düşer. Yapımı hızlı
olur. O zaman bunun cevabını nasıl vereceksiniz?
Yusufeli
Barajı yapıldığında DSİ’nin resmi rakamlarına göre 12 bin kişi göç edecek. Bir
kişinin göç ettiğinde devlete maliyeti 175 bin TL ile 3 yüz bin TL arasında
değişir. Bunlar hesaba konduğunda Yusufeli barajı 22 milyar dolara mal olur. 25
milyar dolara kurtarırlarsa iyi derim.
Bu
göçü önleme veya azaltma çarelerinin başında, yeni ilçe merkezinin yerinin
belirlenmesi ve bir an önce yapılması olduğuna inandım. Yeni yerin
belirlenmesine ve bir an önce yapılmasına katkıda bulunmak amacıyla 15 Nisan
2005 tarihinde ilçem Yusufeli’ne gittim. Konuyla ilgim böyle başladı.
Hükümetimizin
onayladığı ve kanunlaştırdığı ilçe merkezinin yeni yerini haritaya ilk
işaretleyen mühendisim.
Bu
çalışmalarım sırasında duyduklarım ve karşılaştıklarım, beni Yusufeli barajlı
santralini yakından tanımaya zorladı. Bu yapıyı tanıdığımda; asla yapılmaması
gerektiğini gördüm ve buna inandım; inanıyorum. Böyle bir tesisin enerji
üretmek maksadıyla yapılamayacağı açıktı.
Deriner
Barajı santralinin de Yusufeli’nin yarısı kadar kötü olduğunu, Borçka ve
Muratlı barajlı santralleri da Deriner’den daha az kötü durumunda olduğunu
gördüm. Hepsinin durumu ürkütücüydü. Bu barajlı santraller hakkında
öğrendiklerim ve hesapladıklarım, beni Çoruh Enerji Planının tümünü incelemeye
yöneltti.
Amacım,
belgelere ve DSİ verilerinden doğan sonuçları, sorumlulara ve ilgilenenlere
sunmak; bunun neticesi, içine düştüğüm dehşeti, başta sorumlular ve yetkililer
olmak üzere ülkemin bütün aydınlarıyla paylaşmak ve sonuç almaktır.